Ooty ve Coonoor stock görüntülerimi youtube kanalımdan izleyebilirsiniz:
Ooty’nin 2 temel olayı var, biri tarihi treni, biri de dağın tepesinde serin bir yer oluşu.
Serinlik burada kıymetli, çünkü Madurai’yi dolaştığımız gün sıcaklık 41 dereceydi. Ooty’ye geldiğimizde otel ararken ilk baktığımız odada vantilatör yoktu diye orayı tutmadık (pencere de yoktu tabi, vantilatör olsa da tutulmaz) 2. otelde ise yine vantilatör yoktu, baktım battaniye var. Bırak battaniyeyi, pike bile görmedik hindistanda. Sabahları heralde epey serin oluyor deyip, tuttuk odayı.
Dağ yolu epey güzeldi, otobüsün pencerinden izlemek sonra da tarihi trenin penceresinden izledik. Çok güzel yerler. Ama iyi çekemedim pek, tarihi tren olduğu için normalden de fazla sarsılıyordu çoğu yerde (raylar da eski döşenmiş ray, yenilemeyi de eski usulle yapmışlar)
Bu tarihi tren, 1890’larda giden lokomotifin ta kendisiymiş. Hala buhar kazanıyla çalışıyor, siyah duman tüttürüyor.
Çekim açısından ise pek verimli geçmedi. İstediğim görüntüyü bir türlü yakalayamadım. şöyle viraj dönerken trenin ön lokomotifinden siyah dumanlar çıksa şahane olurdu, ama bi türlü denk gelmedi.
Ooty’de de bir gün kalıp yola devam ettik.
Dönüşte trende yer yoktu (sitting class bile doluydu) ondan otobüsle gittik mecburen. Otobüs Bandipur National Park’ın içinden geçti (Google map “Mudumalai National Park” diyor ama tüm tabelalar Bandipur diye yazıyordu) Bu park neredeyse bir şehir büyüklüğünde bir alan. 30’a yakın kaplan, 500 civarında da fil varmış. Yolda “dikkat fil çıkabilir” diye uyarılar var, ve de hakikaten de fil gördük 2 farklı yerde. Çok güzel bir histi. Ceylan falan da gördük epey. Maymun inek domuz falan deseniz her taraf onlarla dolu, onları saymıyorum bile. Ve bunları safariyle falan değil, şehirler arası otobüs camından izledik : )
Sonra bangolora geldik, bangolora’dan başka bir otobüse binerek totalde 22 saatlik yolculuk sonrasında Hampi’ye vardık.
Kısacası Ooty’nin kendisinde pek bir numara yoktu, ama o dağ yolculuğu çok güzeldi.