“İnsanın içinde hiç bitmeyen bir iç savaş vardır“ diye çok hoşuma giden bir söz vardır. Dün akşam bunla alakalı düşünürken aklıma kutsal kitap “Puslu Kıtalar Atlası“ndaki küçük ve etkili öykü geldi. Lafı çok uzatmadan o pasajı yapıştırıyorum:
Kitapta Efrasiyab’ın nasıl dünya fatihi olduğu anlatılıyordu……. Dünyayı fethetmek üzere başkentinden ayrıldığında tam otuz yıl savaşarak bir kentin önüne gelmiş ve hemen muhasara emrini vermişti. Kenti düşürmek için yıllarca savaştıktan sonra ansızın bir haberci çıkagelmiş ve kendi başkentinin yaman bir komutan tarafından fethedilmek üzere olduğunu bildirip hemen yardıma gelmesi gerektiğini söylemişti. Efrasiyab yıllarca süren bir yolculuktan sonra başkentine döndüğünde buranın bir zamanlar muhasara ettiği kent olduğunu görüp, dünyanın yuvarlaklığına hükmetmişti.
Ne için savaştığını, bu hayatta neyin mücadelesi verdiğini, neyi amaçladığını, kazanırsa ne kazanacağını hesaplamadan bilgisizce düşünmeden manasız mücadelelere giren insanlarla ilgili çok sevdiğim bir hikaye.. Daha çok şey de söylenir bu kısahikayeyle ilgili de ne gerek var uzatmaya 🙂
Çok güzel bir kafa, çok güzel bir hayal gücü, çok güzel ironi metafor vs.. Ve de sadece bir kaç satır.. 🙂