Geçen doğum günümde bir arkadaş kutlama mesajı olarak “bol filli” yazmıştı. temennisi Hindistan Hampi’de gerçekleşti : ) pek çok şey var Hampi’de, içerik bakımından çok zengin çekimler oldu. Videomu youtube kanalımdan izleyebilirsiniz:
http://youtu.be/pDV9ytfA6oM
.
.
Hampi, bizim efes gibi antik terkedilmiş bir kent. Aslında 1 gün kalıp yola devam ederiz diye düşünüyordum ama oraya varınca atmosferi o kadar güzeldi ki, 6 gün kaldık. Epey büyük bir alan, motorla 3 gün dolaştık hala görmediğimiz köşeleri vardı.
İlk gün sabah erken kalkıp ortalığı çekeyim dedim, dere kenarı çok renkliydi, kadınlar çamaşır yıkıyor, birisi kafasını sabunluyor, biri balık tutuyor, biri dualar ediyor dere içinde.. herkes ayrı bir dünya. çekim yaparken biri kolumu dürttü, “özür dilerim fırçama basıyorsun” dedi. Ayağımı bir kaldırdım, adamın diş fırçasıymış. Adam aldı onu, hiç bişey olmamış gibi dişini fırçaladı : )
Epey çekim yaptıktan sonra tam odaya dönüyordum. Bir baktım fil geliyor dereye koşa koşa : )
dumur oldum, hemen gittim yanına, allahım bu kadar tatlı bir hayvan yok. Hani bizde bir deyim vardır: “Hiç kalıbının adamı değil” diye. Aynen öyle. Dev gibi hayvan, şebek gibi tatlılıklar yapıyor, oyunlar oynuyor.
Filin sahibi de cin gibi adam. Normalde fillerin her sabah su kenarına gelip su içmesi kendilerini yıkaması falan gerekir derilerinin sağlığı için. Adam, turistlere para karşılığı fili yıkatmaya başlamış. Hem fil yıkanıyor, kendisi işten kurtarıyor, hem de üstüne para kazanıyor. Çok mantıklı : ) aldığı para da bizim parayla 3tl gibi bişey.
Biz de verdik 3tl, yıkadık, çok şeker yaf : )
– Filin gıdığını okşadım, çok acayip bir his.
– Filin ayak altını gıdıkladım, hissetmedi bile
– Filin hortumuyla tokalaştım,
baya kanka olduk hayvanla 🙂
2. günden sonra motor kiraladık. Ama motor tam motor değil, yokuş çıkamıyor, 30 km hızın üstüne çıkamıyor. çok gürültülü. Bir de kızılay dağıtmış gibi tüm köyde o motordan var. ara ara zorlansak da, motorla 2 gün güzel güzel dolaştık. 3. gün ise biraz olaylıydı.
Hampi küçük bir köy aslında ama o tarihi alanlar, güzel dağlık alanlar falan dev bir alan kaplıyor. Hampi’de aradan bir ırmak geçiyor videoda gördüğünüz, o ırmak üzerinde bir köprü yok ufak teknelerle karşıya geçiliyor. 3. gün motorla karşıya geçtik, son feribot 6’daydı onu kaçırdık. (Feribot dediğimde, kanonun hallicesi) o yüzden 1 km’lik yer için yaklaşık 60-70 km yol yaptık. (en yakın köprü çok uzaktı) motor inanılmaz eski bir motor, maximum 30km hız yapıyor, bazen yokuşları çıkamıyor, inip iktiriyoruz bisiklet gibi motoru, o kadar kötü. gece vakti yolda bi de benzin bitti, vahşi doğa parkı olan bi yere yakın bi yerdeydik ama sağolsun köylüler gecenin karanlığında yardım ettiler benzin verdiler falan yola devam ettik. 4 saat dolaşmıştık motorla, ona ilaveten yaklaşık 4 saatlik ekstra yolculuk sonrasında totalde 7-8 saatlik motor sürüşüyle otele döndük, ben ertesi gün neredeyse full uyudum : )
Tapınaklarında çok bir numara yok hampi’nin. Güzel ama öyle aman da ama etkileyici değiller. Olay köyün atmosferinde. Allappey ve Goa’dan sonra en sevdiğim yer oldu Hampi.