bolu yaylası

Seyahat Sırasında Tarım ve Hayvancılık Gözlemlerim

Bolu’ya ailesi çiftçi olan yakın bir arkadaşımı ziyarete geldim ve burada pek çok kişiyle tanıştım. İnsan olarak hepsi şahane insanlar, kırsal yöre insanları hep güzeldir zaten. Ama burada herkes tarım ve hayvancılığa küsmüş durumda.

Biri geçen 60 dönüm arazi ekmiş misal, sadece 7 bin lira kazanabilmiş tüm yıl! (12’ye bölünce aylık 580lira’ya falan geliyor)

Başka birinin başından geçen: Bir kaç yıl önce, patates ekmişler, patates fiyatı o kadar düşmüş ki, tarladan toplamamışlar, çürümeye bırakmışlar. (toplayacak işçinin parası patatesin ederinden daha fazlaya mal olmuş o yıl)

Burada gördüğüm tüm çiftçi çocukları gençler, tarımdan uzak işler arıyor. Devlete kapağı atma, bir yerde yönetici olma hayallerini anlayabiliyorum ama kocaman bir tarlayı bir sürüyü bırakıp da sanayide asgari ücret ile çalışmaya razı olanları duyunca şaşırdım. Toprağı olan insan, toprağını bırakıp asgari ücretle sanayide çalışmayı tercih ediyor!

Şaşırdığım onların bu tercihte bulunmalarından ziyade, devletin yönetimsizliği. Bu kadar kaynak israfının olması hüzünlü. Çiftçileri nasıl bu kadar küstürebildikleri… Nasıl bu kadar organize olamadan tarımı yönettikleri…

Burada bir evin güncel rakamları: 10 yıl önce 80 büyükbaşları varken, şimdi 30 büyükbaşa indirmişler. 100 dönüm tarlaları var, yıllardır karşılığında bir şey kazanmıyorlar uğraşması zor diye, bu yıl 50 dönümünü ekmeme kararı almışlar.

Resimde gördüğünüz yaylada, şimdikinin 10 katından fazla hayvan olurmuş, insanlar küstükleri için hayvanları satıp başka işlere geçmeye başlamış. Devletin umrunda değil malesef bu. Niye derseniz, destek olmak şöyle dursun, bu güzelim yaylayı sular altında bırakıp göl yapmayı düşünmüşler, son anda engel olunmuş.

Çiftçide çok basit bir bilgi eksikliği var: “Bu yıl hangi ürün ne kadar ekiliyor?” Bunun bilgisi çiftçide yok. Haliyle geçen yıl iş yapan neyse onu ekiyorlar, herkes onu ektiği için bir sonraki yıl iş yapmıyor ve zarar ediyorlar. Devletin bu basit bilgiyi paylaşması bile çok şey değiştirebilir. Daha iyisini yapıp, sen patates ek, sen buğday ek gibi yönlendirmeler yapması (baskı olmadan, öneri seviyesinde) ve bu ekili arazilerin miktarlarını tahmini üretim kapasitesini vs paylaşsa bambaşka olur.

Şu anda çiftçiler kör bir şekilde yürüyorlar bu bilgiye sahip olmadıklarından. Haliyle de çiftçi çocukları iş bırakıyor, uğraşmak istemiyor.

Samanı bile ithal etmeye şaşmamalı!

Share:

Leave a Reply


Notify me of followup comments via e-mail. You can also subscribe without commenting.