4K’ya geçiş sürecim. GH1 mi BlackMagic mi ya da beklemeli mi..

4K’ya geçiş sürecim. panasonic GH4 mü BlackMagic 4k mı ya da beklemeli mi..

(Video ile ilgilenenler için teknik bir yazı)

tam bilmeyenler için 4K nedir?

4K, FullHD çözünürlüğün 4 katı, 2010’da (ve öncesinde) izlediğiniz televizyonun ise 20 katı daha yüksek kaliteli görüntü.

 

Stock videoya ilk girdiğim zamanlarda (2009 sonları) DV piyasadan siliniyor hdv’ler HDready’ler gibi ara formatlar kafa karıştırıyordu. Full HD ise gerek kamera, gerek bilgisayarlar ve harddiskler tam taşıyamadığı için (ya da çok pahalı olduğu için) çok fazla üretilemiyordu.

ilk kırmayı Panasonic GH1 yapmıştı. canon 5d mark2 de firewire updatelerle olayı yakalayıp piyasada kilometre taşı haline gelmişti. GH1 full kontrollü fullHD video çeken ilk dslr idi. Türkiye’de yoktu, dünya’da bile yoktu sadece duyuruları vardı, pre order ile abimle almanyadan getirtmiştim.

Şu günlerde de benzer bir geçiş yaşanıyor. HD en az bi 5-10 yıl daha TV standardı olur olmasına ama sektör 4K’ya geçiyor.

Ben de eninde sonunda geçicem ama epey bi yatırım gerekiyor. Şu anda 3 tane alternatif var önümde, 3’ü de mükemmel değil.

1- Panasonic GH4:

Panasonic benim ilk göz ağrım. tüm çekimlere onunla başladım (GH1 ile). Güneşte muhteşem ama az bi karanlık olsun, noise makinesi görüntüleri olan bir kameraydı. Ama tüm noise’lara rağmen fiyat/performans oranı müthişti.

GH4’te test videolarından gördüğüm kadarıyla aynı tas aynı hamam. 1.600$ fiyatıyla Süper bir giriş seviyesi kamera. Ama ben olaya girdim artık, tekrar geri dönmek pek istemiyorum.

Öte yandan, süper seveceğim bir alet (misal Canon 5d Mark4) çıkana kadar idare etmelik olarak kullanabilirim. (burda kamboçya’dan alsam aynı fiyata türkiyede 1 yıl sonra ikinci elden satarım, kesinlikle zarar ettirmeyecek bir alet.)

2- Blackmagic 4k kamera:

Çok iyi marketing yapılan bir alet. ve şu an için 10bin dolar altı en iyi alet. çekim kalitesi süper, SSD harddiske yazıyor, 4k raw çekiyor. test videoları indirdim bi kaç tane çok çok iyi.

burda dükkana gittim alsam mı diye alet her şeyden önce tasarımdan kaybediyor.

Ya sen o kadar iyi bir kamera yapıyorsun, niye pili değişmeyen kamera yapıyorsun? Şaka gibi. Pili değişmeyen kamera mı olur? pil de çekimdeyken 25-30 dakikada bitiyor. şarj süresi ise 2 saat. Tam bir rezalet. bizim günlük çekim 7-8 saati aşabiliyor yeri geliyor 10 saat çekim yapmasam da alet açık kalabiliyor.

Bu yüzden gecekondu çözüm üretmişler, bir ekstra besleyici adaptör alıyorsun. sürekli elektriğe takmak istemiyorsan da 1 veya 2 pil alıyorsun. bununla da bitmiyor, o adaptörü kameraya takamıyorsun. sabitlemek için de bir omuz aparatı tarzı bir şey alman gerekiyor.

Diyelim ki paraya kıydın 2.995$’lık aletin sana 4.000 – 4.500$’a mal olmasına razı oldun, bu kamerayı sadece ve sadece stüdyoda gönül rahatlığıyla kullanabiliyorsun. çünkü çok ağır ve çok hantal bir hal almış oluyor.

Çantandan çıkarıp çekime hazır hale gelmen en iyimser 15 dakikanı alıyor. Benim gibi ağırlıklı olarak sokak çekimleri yapan biri için çok kötü bir seçim.

Öte yandan şu aralar bir süreliğine Kamboçya’ya yerleşiyorum, stüdyo açmayı planlıyorum. O yüzden sırf iç stüdyo çekimi yapmak için alsam mı diye düşünüyorum hala. (türkiyede aynı paraya max %20 kayıpla satılır yine)

3- Beklemek:

7d Mark2’nin eylülde çıkması bekleniyor, 4k olması muhtemel. Sony’de bi kaç ürün çıkardı ama DSLR’lerin hepsinde de temel bir sorun var.

Kayıt mekanızması. Sd kart veya CF card’a kayıt yapıyorlar. bu kartların en iyisinin bile hızı yavaş olduğu için ssd’ye kayıt şart.

Ssd fiziksel olarak büyük olduğu için de DSLR’lere koymak mümkün değil gibi.

Bu sebeple 800mbs aktarımlı bi cf card veya sd card çıkana kadar 4K raw dslr’lerde hayal gibi.

4K raw ise çok güzel bir şey, test videolarında bi kaç renk düzeltme yaptım, Gh4 ile blackmagic raw arasındaki fark dev gibi. özellikle stilize şeyler yapınca ya da red giant looks gibi presetler uygulayınca. (noise, jpeg artifact vs.)

O yüzden düzgün bir kamera çıkana kadar 5d mark3 ile canavar gibi HD video çekmeye devam edebilirim. mark3’ü keskinliği zayıf diye eleştiriyorlar ama keskinlikten daha önemli şey noise olmamasıdır benim için. mark3 ile 6.400 iso da sıfır noise olan görüntüler çekebiliyorum. bi süre daha HD ama noise sorunuyla uğraşmayacağım görüntüler çekmeye devam da edebilirim. (ama millet benden önce 4K’ya geçerse – ki geçmeleri muhtemel- geri kalma riskim yüksek.

4- Ekstra Dev Problem: Yeni Bilgisayar

Benim bilgisayar ssd harddiskli i7’li (2.nesil, 2630) 12ramli 1.5GB ekran kartlı (nvidia GTX) olduğu halde 4k video oynatmıyor. Hep kesik kesik takılıyor. O yüzden laptop güncellemesi de yapmam gerekcek.

Mevcut piyasadaki laptoplar da 4K için epey pahalı dolayısıyla özel siparişle getirtiliyor. (2.500$ üstü genelde)

Benim gibi kendi yağıyla kavrulan adamlar için epey masraflı bir süreç. Laptop kameradan farklı olarak ikinci eli oldukça düşük. (yurtdışında alınca türkçe klavye yok ve teknolojisi daha çabuk eskiyor)

ilaveten deli gibi harddisk masrafı olacak, 80dakikalık görüntü 500gb tutuyor kağıt ortalama. o yüzden harddiskler harddiskler üstüne çıkacak, kafadan 1.000$ da harddisk bütçesi gerekecek (kısa zamanda 1.500 – 2.000$’lara ulaşacak.

5- Sonuç:

Şu anda kamboçya’ya yerleşiyorum. Burada, bir kısmını stüdyoya çevireceğim bir ev tuttum. ama yerleşmem burdaki bazı işlemler falan 1-2 hafta sürecek bir süreç alacak yerleşmem. Bu süre boyunca da düşünecek araştıracak epey vaktim olacak, henüz net karar vermedim. Bu yazıyı da biraz o yüzden yazıyorum. konuya biraz ara verip 3-5 gün sonra okuduğum zaman bana yine mantıklı gelecek mi diye. (kamboçya’ya taşınmayla ilgili de ayrıyeten yazacağım)

Şu anda en mantıklı gelen 1 yıl kadar sırf stüdyo çekimi yapmak üzere blackmagic almak o görüntüleri işlemek için de bir masaüstü almak. (2.500$’lık bi laptopun aynı performansı 1.000$ – 1.200$’lık bir masaüstüyle almak mümkün)

Dolaşmayacağım için laptop çok da zaruri olmayacak.

Ama yine de en az 7.000$ – 8.000$’dan başlayan 10.000$’ları aşabilecek masraflara girmeden önce bi kaç hafta daha düşüncem/araştırcam.

bir ayakkabının eski bir reklamı vardı: “Koş, yoksa düşersin” diye. şu anda biraz o durumdayım gibi. yerimde kalmak geriye gitmek olacak gibi..

Risk analizi zor şey..